DEVAM: 8- ALLAH YOLUNDA
NÖBET BEKLEMENİN VE TEKBİR GETİRMENİN FAZİLETİ BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبي
شَيْبَة. ثنا وَكِيعُ
عَنْ
أُسَامَةَ
بْنِ زَيْدٍ،
عَنْ سَعِيدٍ
الْمَقْبَرِيِّن
عَنْ أَبي هُرَيْرَةَ؛
أَنَّ
رَسُولَ
اللهِصلى
الله عليه
وسلم قَالَ
لِرَجُلٍ: ((أُصِيكَ
بِتَقْوَى
اللهِ،
وَالتَكْبيرِ
عَلَى كُلِّ
شَرَفٍ)).
Ebû Hureyre
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
(yolculuğa çıkmak istediğini söyleyen) bir adam'a: «Sana, Allah'tan korkmayı ve
her yüksek yerde tekbîr getirmeyi tavsiye ederim» buyurdu.
AÇIKLAMA: Ukbe (r.a.)'ın hadisini Hakim de rivayet etmiştir. Bu hadiste geçen
"Hares", haris'in çoğuludur. Haris, nöbetçi ve bekçi manasına gelir.
Askerler, vatan ve müslümanların bekçiliğini yaptıkları için onlara haris
denilebilir. Burada askerler kasdedilmiştir. Hadis askerlerin nöbetini
bekleyemerin Allah'ın rahmetine kavuştuklarını müjdeler. Hadis, bir dua
mahiyetinde olabilir. Yani Resul-i- Ekrem (s.a.v.) bunlara rahmet duasında
bulunmuştur.
Bazı alimlere
göre düşmana karşı gözetleme görevini yapanlar bu hadisin şümulüne girer. Çünkü
bunlar da serhaddeki veya cephedeki asker için nöbet tutma durumundadır.
Zevaid yazarı
bu hadisin senedinin zayıf olduğunu söylemiştir.
Fakat
Camiü's-Sağir şerhinde bunun sahih bir hadis olduğu ifade edilmektedir.
Hakim'in rivayetindeki senedin sahih olması ihtimali hatıra gelir.
Enes (r.a.)'den
rivayet edilen hadisin zayıf olduğu, notta belirtilmiştir. Camiü's-Sağir
şerhinde bu hadisin münker olduğu teyid edilmiştir. Zehebi de el-Mizan'da: Bu
hadisin ifadesi hayret vericidir. Eğer bu ifade sahih olsaydı, bir gecelik
nöbet, üçyüz altmış milyon yıllık nafile oruç ve gece namazından üstün olurdu,
demiştir.
Ebu Hureyre
(r.a.)'ın hadisini Kütüb-i Sitte'nin kalanlarında göremedim. Camiü's-Sağir şerh
ve haşiyelerinde belirtildiğine göre Resül-i Ekrem (s.a.v.) bu tavsiyeyi,
yolculuğa çıkmak isteyen ve yolculuğuyla ilgili tavsiye talebinde bulunan bir
adama yapmıştır ..
Hadiste geçen
"Takva" kelimesini korkmak ile terceme ettim. Takva, korkmak,
sakınmak manasına gelir. Takva din ıstılahında çeşitli manalara gelir. Burada
kasdedilen mana, Allah'ın emirlerine uymak ve O'nun yasaklarından kaçınmak
süretiyle O'ndan korkmak, azabından sakınmaktır. El-Alkami: Takva, Allah'ın
farz, vacib veya sünnet kıldığı şeyleri ihmal etmekten sakınmak olduğu gibi
O'nun haram veya mekruh kıldığı şeylerden kaçınmak da olabilir. Şu halde
takvaya sarılmak için yapılan uyarı hem emrolunan şeyleri ihmal etmekten, hem
de yasaklanan şeyleri işlemekten sakınmayı ihtiva eder, demiştir.
Hadiste, her
yüksek yerde tekbir alınması tavsiye edilmiştir. Hadiste geçen
"Şeref" yüksek yer manasınadır. Yine el-Alkami: Yolculuk esnasında
yüksek yerlere çıkıldıkça tekbir getirmek müstehabtır. Çünkü tekbir şeytan'ı
yolcudan uzaklaştırır ve yolculuk hararetini, sıkıntısını giderir, demiştir.
Sindi de yüksek yere çıkıldıkça tekbir getirmenin hikmeti ile ilgili olarak:
Çünkü yaratığın irtifaı, yaratıcının irtifaını, yani yüceliğini ve azametini
hatırlatır, demiştir.
Bu hadisin
benzerini Buhari, Müslim. Ebu Davud ve Nesai, AbduIIah bin Ömer (r.a.)'den
rivayet etmişlerdir. O rivayete göre Resül-i Ekrem (s.a.v.) bir savaş veya hac,
ya da umre yolculuğundan döndüğü zaman yolculuk esnasında vardığı her yüksek
yerde üç kez tekbir getirir ve sonra belirli bir zikir ederdi. Rivayetler,
O'nun okuduğu zikri de beyan etmişlerdir. Öğrenmek isteyenler anılan kitabIara
başvurabilirler.